1 Eylül 2010 Çarşamba

¿Puedes abrir la puerta?

*Kapıyı açabilir misin? Bu cümleyi neden yazdığımı bilmiyorum ama nedense çok farklı bir çağrışımı var bende. Artık İspanyolca konuşmak, yazmak istiyorum. Buraya geleli 2 ay oldu. Konuşulanların çoğunu anlıyorum ama konuşmaya gelince tıkanıyorum. Kelimeleri daha hızlı bulmak ve cümle kurabilmek için biraz daha zamana ihtiyacım var.

Bu haftanın geniş özeti: Uyudum. Bulabildiğim her fırsatta uyudum çünkü hastaydım. Ailemden uzakta geçirdiğim en büyük hastalık dönemiydi. Sırf aileden uzak olmak değildi mesele. Aynı zamanda çalışıyor ve İspanyolca dersi görüyor olmak yorucuydu. Ama atlattım. Şu an kaybettiğim kiloları saymazsak iyiyim. Kilo alınır verilir o sorun değil.

Derste Pedro Almodóvar’ın hayatını işledik. Artık filmlerini izleme zamanının geldiğini anladım. "La Mala Educación" (Kötü Eğitim) filmini başka bir filmle karıştırıyormuşum. Filmografisine sondan bir önceki filmi ile başlamış oldum. Daha sonra son filmi olan "Los Abrazos Rotos" (Kırık Kucaklaşmalar) filmini izledim. Lluis Homar iki filmde de rol alıyor. İki filmi izlememin arasında saatler olmasına rağmen neredeyse başka bir kişi olduğuna inandıracaktı. İki filmin konusunda da yönetmenler ve film içinde çekilen başka bir film var. Kesinlikle izlenmesi gereken filmler. Filmleri İngilizce altyazı ile izliyorum ama bazı yerlerde altyazıyı okumama gerek kalmıyor. İki dili de anlamak güzel bir duygu.

Bu hafta fazla bir şey yazamadım ama en azından iki eğlenceli video paylaşayım.

Que hora es? = Saat kaç?




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder